F.8.2.4. Adaptasyon (Çevreye Uyum) Konusu ait detaylar, konuya ait kazanımlar. Kazanımlar için lütfen kazanıma tıklayınız.
Canlılar beslenme, barınma, üreme, avlanma ve düşmanlarından korunmak ve hayatlarını sürdürmek için adaptasyon gösterir. Öneğin penguenler perdeli ayakları sayesinde hızlı yüzer ve deri altında depolanmış yağ kitlesi vücut sıcaklığının korunmasını sağlar. Yine deve kuşları çok hızlı koşabilmek için uzun ve güçlü ayaklara sahiptirler.
Kaplanlar ve aslanlar keskin diş ve çene yapısına sahip olduğundan yakaladıkları avın kaçmasına engel olabilir ve avlarını rahatlıkla yiyebilirler. |
|
Bukalemunun renk değiştirmesi; besin bulmasını kolaylaştıran, dişi bukalemunların dikkatini çekmeye ve rakip erkek bukalemunları korkutmaya yarayan ayrıca avcılara karşı korunmak için gerçekleştirdiği bir adaptasyondur. |
|
Develer çöl ikliminde yaşayan canlılardır. İstedikleri zaman su ve besine ulaşma imkanları kısıtlı olduğu için hörgüçlerinde yağ ve su depolarlar. Bir diğer özellikleri ise kirpiklerinin uzun, kulaklarının kıllı yapıda olmasıdır. Bu sayede çölde yaşanan kum fırtınalarından gözlerini ve kulaklarını koruyabilirler. |
|
Güvelerin renkleri ağaç gibi konaklarının rengine yakındır. Bu durum onların avcılarından korunarak av olma şanslarını düşürür. Böylelikle yaşama şansları artar. |
|
Çölde bulunan bitkilerin yaprakları çok küçük hatta kaktüste olduğu gibi diken şeklindedir. Böylece buharlaşmayı azaltarak yapraklardaki su kaybı önlenmektedir. |
|
Köpek balığının sırt ve karın bölgesinin renginin farklı olması, su içinde diğer balıklar tarafından görünmesini zorlaştırır, bu da köpek balığının avlanmasını kolaylaştırır. |
|
Mantisler kuru dal ve çalı şeklindeki görünümleri ile hem avlarını kolaylıkla yakalayabilmekte hem de av olmaktan korunabilmektedirler. |
|
Tırpana balığının kuyruğu elektrikli yapıdadır. Elektrik vererek düşmanlarına karşı kendini koruyabilirken aynı zamanda da çiftleşme için bir cazibe oluşturarak üreme şansını artırmaktadır. |
1800’lü yılların ortasına kadar İngiltere’de bir endüstri bölgesinde, açık renkli, benekli gece kelebekleri, ortamla benzer renkte olduklarından düşmanlarından korundular. Böylece sayıları arttı. Endüstrileşme ile çevre kirlendi ve is nedeniyle karardı. Bu ortamda açık renkli benekli gece kelebekleri kolay fark edildiklerinden avlandı ve bu kelebeklerin sayısı azaldı. Koyu renkli olanlar ise çoğaldı. Bu çevre şartlarına uyum sağlayan koyu renkli benekli gece kelebeklerinin yaşama şansı artarken diğerlerininki azalmıştır.
Canlılar hayatta kalabilmek için çevreleriyle ve birbirleriyle sürekli mücadele eder. Bu mücadele sonunda yaşadığı ortama uyum sağlayabilen canlılar yaşamlarını sürdürürken uyum sağlayamayanlar yaşamını devam ettiremez. Buna doğal seçilim adı verilir. Canlılar arası rekabet, iklim şartları, beslenme, hastalıklar doğal seçilim nedenlerindendir.
Doğal seçilim kendiliğinden ve yavaş yavaş gerçekleşir. Böylece yeni nesiller, uyum yeteneği gelişmiş daha güçlü canlılardan oluşur. Doğal seçilim ile çevreye en iyi uyumu sağlayan ve güçlü olan canlılar hayatta kalmakta, uyum sağlayamayanlar yok olmaktadır. Doğal seçilim, adaptasyon sonucunda gerçekleşir.
Ortak bir atadan gelen, çiftleştiğinde verimli döl oluşturan bireyler aynı türdendir. Örneğin; insanlar, kutup ayısı, Sibirya kurdu, vb. aynı türdendir.
Dünya nüfusunu yaklaşık 7,8 milyardır ve bu kişiler içerisinde birbirine tıpatıp benzeyen insan bulmak neredeyse imkansızdır. Yani; 7,8 milyar farklı insan… Bu bize aynı tür içerisindeki çeşitliliği gösterir.
Aynı türün bireyleri arasındaki bu çeşitliliğe varyasyon (çeşitlilik) denir.
Doğal seçilim sonucu hayatta kalan bireyler, taşıdıkları özellikleri gelecek nesillere aktarmışlardır. Bu nedenle günümüze kadar gelebilen canlılar, atalarından farklı bazı özellikler taşırlar. Böylece tür içinde çeşitlilik yani varyasyon oluşur. Örneğin iki tilkiden soğuk bölgelerde yaşayanın kulakları kısa ve burnu küçük; sıcak bölgelerde yaşayanın ise kulakları daha uzun ve burnu daha büyüktür. Benzer şekilde kutupta yaşayan ayılar beyaz, ormanda yaşayan boz ayılar ise kahverengi kıl rengine sahiptir.
Varyasyon’a sebep olan temel olaylar;
Döllenme: Eşeyli üreyen canlılarda döllenme olayı tür içerisinde çeşitliliği sağlayarak varyasyonun sebepleri arasında yer alır.
Parça Değişimi: Mayoz bölünmede homolog kromozomlar arası gerçekleşen parça değişimi (krossing-over) tür içi çeşitliliğe katkı sağlar.
Mutasyonlar: Canlıların geçirmiş oldukları mutasyonlar da varyasyona sebep olur.
Varyasyonlardan bazıları yavru bireylere aktarılırken bazıları aktarılmaz. Bunun sebebi ise varyasyonların sadece eşey hücrelerinde meydana gelirse sonraki nesillere aktarılabiliyor olmalarıdır. Örneğin mayozda gerçekleşen parça değişimi ile farklılaşan genler üreme hücreleriyle yavru bireylere aktarılır. Vücut hücrelerinde meydana gelen varyasyonlar mutasyonun olduğu bireyde kalır ve aktarılamaz. Çevrenin etkisiyle de bireylerde varyasyon gözlemlenebilir. Bu tür değişiklikler bireyin DNA’sını değil, sadece dış görünüşünü etkiler ve kalıtsal değildir, yani nesilden nesile aktarılmaz. Örneğin, çuha çiçeği 25 - 35 °C sıcaklıkta beyaz çiçek rengine sahipken 15 - 25 °C sıcaklıkta kırmızı çiçek rengine sahiptir. Yazın tatile giden bir bireyin ten rengi koyulaşırken kışın tekrar eski hâline döner. Dişi arılar doğduklarında aynı özelliklere sahiptir. Fakat arı sütü ve bal ile beslenen dişi arılar kraliçe arı olurken; polenle beslenen dişi arılar işçi arı olurlar. Bunlar, kalıtsal olmayan varyasyonlara örneklerdir.
KONUYLA İLGİLİ KAZANIM SORULARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ |
Adaptasyon (Çevreye Uyum) Konu Anlatım Videosu:
F.8.2.4.0. Tüm kazanımları veya birden fazla kazanımı kapsayan sorular için.
F.8.2.4.1. Canlıların yaşadıkları çevreye uyumlarını gözlem yaparak açıklar. Adaptasyonların kalıtsal olduğu vurgulanır.