F.5.2.1. Canlıları Tanıyalım Konusu ait detaylar, konuya ait kazanımlar/öğrenme çıktıları. Kazanımlar/öğrenme çıktıları için lütfen kazanıma/öğrenme çıktısına tıklayınız.
"Bir markete girdiğiniz zaman farklı ürün gruplarının benzer özelliklerine göre dizildiğini görürsünüz. Temizlik ürünleri bir arada, sebze-meyveler bir arada, elbiseler bir arada bulunur. Bu da bizim aradığımız ürünü kolayca bulmamızı sağlar. "
Sınıflandırma büyük bir grup içerisindeki bir canlıya ait bilgiyi kolayca bulmamızı sağlar. Canlıları omurgaya sahip olup olmamalarına, yaşam alanlarına, üreme ve beslenme şekillerine göre sınıflandırabiliriz.
Dünyamızda milyonlarca canlı bulunur. Bilim insanları, canlıları daha kolay incelemek için benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır. Bu sınıflandırmada canlılar; mikroskobik canlılar, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere dört grupta incelenir. Ayrıca bitkiler kendi içinde çiçekli bitkiler ve çiçeksiz bitkiler, hayvanlar ise omurgalı hayvanlar ve omurgasız hayvanlar olmak üzere iki grupta incelenir.
Etrafımızda çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük pek çok canlı yaşar. Mikroskop ile görülebilen bu canlılara mikroskobik canlılar adı verilir. Mikroskobik canlılar; suda, havada, toprakta ve diğer canlıların üzerinde bulunur.
En çok bilinen mikroskobik canlılar bakterilerdir. Bakterilerin bazıları zararlı, bazıları yararlıdır. Verem ve zatürre gibi hastalıklara sebep olan bakteriler zararlı bakterilere örnek olarak verilebilir. Sütten yoğurt ve üzümden sirke yapılmasını sağlayan bakteriler ise yararlı bakterilerdir. Ayrıca bağırsaklarımızdaki yararlı bakteriler besinleri parçalayarak vitaminlerin açığa çıkarak kana karışmasına yardımcı olur. Bakterinin yanı sıra öglena, amip ve terliksi hayvan çıplak gözle görülemeyen mikroskobik canlılardan bazılarıdır.
Mikroskoplar gözle göremeyeceğimiz kadar küçük bazı canlıları (hayvan, bitki hücresi, bakteriler, mayalar, gibi...) görmemize yarayan optik ve mekanik aletlerdir. Okullarda genellikle ışık mikroskobu kullanılır.
BURAYI TIKLAYARAK MİKROSKOP HAKKINDA BİLGİLERE ULAŞABİLİRSİNİZ
Kaynak: EBA
Mantarlar kendi besinini üretemez. Genellikle bol besin bulabileceği, ılık ve nemli bölgelerde yaşar. Mantarlar;
olmak üzere dört çeşittir.
Bu mantarların şapkaya benzeyen huni şeklinde bir tepeleri olduğu için şapkalı mantar olarak adlandırılır. Şapkalı mantarlar ormanlarda yetişmeleri ve toprağa bağlı olmaları nedeniyle bitkilerle karıştırılabilir. Ancak kendi besinlerini üretememeleri ve kök,gövde ve yaprakları olmaması sebebiyle bitkilerden farklı bir canlı grubudur. Şapkalı mantarlar, vitamin ve protein bakımından zengin besinlerdir. Ancak doğada bulunan bazı şapkalı mantarlar zehirlidir ve doğadaki mantarların zehirli olup olmadığının belirlenmesi çok zordur. Bu sebeple doğadaki mantarlar kesinlikle yenmemeli, besin olarak tüketilmek üzere özel olarak yetiştirilen kültür mantarları tercih edilmelidir.
Uzun süre açıkta ve nemli ortamlarda bırakılan ekmek, peynir gibi besinlerin üzerinde küf oluşur. Besinlerin üzerindeki bu küfler, küf mantarlarıdır. Bazı küf mantarları ise ilaç yapımında kullanılır. Örneğin penisilin, peynir küfünden elde edilir.
Çıplak gözle görülemeyen maya mantarları ancak mikroskop yardımıyla görülebilir. Maya mantarları besinlerin bol bulunduğu, ılık ve nemli ortamlarda hızlıca çoğalır. Hamurun mayalanarak ekmek yapılması ve peynir üretimi maya mantarları sayesinde gerçekleşir.
Parazit mantarlar yaşadığı canlılara zarar vererek hastalıklara sebep olur. Örneğin ciltte oluşan kaşıntılı yaralar, saçkıran ve pamukçuk parazit mantarlarının sebep olduğu bazı hastalıklardandır.
KONUYLA İLGİLİ KAZANIM SORULARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ |
Kaynak: EBA
Bitkiler, güneş ışığı yardımıyla kendi besinlerini kendileri üretebilen ve bu özellikleriyle diğer birçok canlı için besin kaynağı olan canlılardır.
Çevremizde bulunan bitkiler, kullanım alanları, yaşam alanları veya yapısal özellikleri bakımından farklılıklar gösterir.
Bilim insanları, daha kolay tanımak ve tanımlamak için bitkileri yapılarındaki farklılıklara göre sınıflandırmışlardır. Buna göre bitkiler, çiçekli bitkiler ve çiçeksiz bitkiler olmak üzere iki sınıfa ayrılır.
Sınıflandırmadan da anlaşılacağı üzere bu iki bitki grubunu birbirinden ayıran en önemli yapı çiçektir. Bunun yanında çiçekli bitkilerde gelişmiş kök, gövde ve yaprak bulunurken, çiçeksiz bitkilerde bu yapılar gelişmemiştir.
Çiçekli bitkilere örnek olarak zambak, leylak, maydanoz, menekşe, söğüt, elma, vişne, kiraz ve çam verilebilir.
Çiçeksiz bitkilere kara yosunu, su yosunu, eğrelti otu, ciğer otu ve kibrit otu örnek olarak verilebilir.
Çiçekli bitkiler genel olarak dört kısımdan oluşur. Bunlar çiçek, yaprak, gövde ve köktür.
Çiçek
Çiçek, bitkinin üreme organıdır. Çiçekli bitkilerin üreyip çoğalmasını sağlar.
Yaprak
Yaprak, bitkinin besin ihtiyacını karşılamakla görevli kısımdır. Genellikle yeşil renklidir. Besin üretmek için çevreden alınan karbon dioksit ve suyu kullanır.
Gövde
Gövde, genellikle bitkinin toprak üstündeki bölümüdür. Bitkinin dik durmasını sağlar. Kökten aldığı suyu ve mineralleri yapraklara, yapraklarda üretilen besinleri bitkinin diğer bölümlerine taşır.
Kök
Çiçekli bitkilerde kök, bitkiyi toprağa bağlayan kısımdır. Farklı şekil ve yapılarda olabilir. Bitkinin ihtiyacı olan su ve mineralleri topraktan alır ve gövdeye iletir.
Bitkileri incelerken;
• Çiçeği diğer kısımlarına göre çok küçük olan söğüt,
• Yaşamının sadece belli dönemlerinde çiçek açan maydanoz,
• Çiçek yerine çiçek benzeri yapılar oluşturan çam
gibi bitkilerin çiçeklerini göremeyebiliriz. Ancak bu tür bitkilerin çiçekli bitkiler sınıfında olduğunu unutmamalıyız.
Kaynak: EBA
Hayvanlar aktif hareket etme yeteneğine sahip ancak kendi besinlerini kendileri üretemeyen canlılardır. Diğer canlıları yiyerek beslenirler. Hayvanların beslenme şekilleri, yaşadıkları yer ve vücut yapıları farklılık gösterebilir.
Hayvanların bir kısmı (fil, zürafa, deve, vs) bitkisel besinlerle beslenirken, bir kısmı (aslan, köpek balığı, kurt, timsah, vs) hayvansal, bir kısmı da (serçe, maymun, ayı, karga, vs) hem bitkisel hem de hayvansal besinlerle beslenirler.
Farklı beslenme şekilleri olan hayvanların yaşam alanları da birbirinden farklılık gösterir. Hayvanların bir kısmı (balina, ıstakoz, yunus, vs) suda, bir kısmı (aslan, maymun, tavuk, vs) karada, bir kısmı da (timsah, penguen, kurbağa, vs) hem suda hem de karada yaşabilir.
Hayvanlar son olarak vücutlarında kemik ve kıkırdaktan oluşan bir yapı yani omurga bulundurup bulundurmamalarına göre de omurgalı hayvanlar ve omurgasızlar hayvanlar olmak üzere gruplandırılabilirler.
Hayvan türlerinin %95'inden fazlasında omurga bulunmaz. Omurgası bulunmayan bu hayvanlara "omurgasız hayvanlar" denir.
Omurgasızlar, süngerler, sölentereler, solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve derisidikenliler olmak üzere altı gruba ayrılırlar. Mürekkep balıkları, salyangozlar, solucanlar, böcekler ve denizkestaneleri omurgasızlara örnek olarak verilebilir.
Vücutlarında kemik ve kıkırdaktan oluşan omurga bulunduran canlılara da omurgalılar adı verilir. Omurgalılar da kendi arasında balıklar, kurbağalar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere beş gruba ayrılır.
KONUYLA İLGİLİ KAZANIM SORULARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ |
Kaynak: EBA
F.5.2.1.0. Tüm kazanımları veya birden fazla kazanımı kapsayan sorular için.
F.5.2.1.1. Canlılara örnekler vererek benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırır.